Bozdağ; Hakimler ve Savcılar takdir haklarını Anayasa, Kanun ve Hukuk dışında kullanamaz

Ömer Şahin- Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Değerlendirme Toplantısı’na katılan Adalet Bakanı Bozdağ, yargı görevi yapanların yargıya güven ve yargıdan memnuniyeti artırma konusunda en önemli sorumluluğu üstlendiklerini kaydetti. Toplantıdaki istişareler ve değerlendirmeler sonrası ortaya çıkacak sonucu bizzat takip edeceklerini belirten Bozdağ, yasama gerektiren konuların yasamanın gündemine taşınacağını, idari tedbirler ve düzenlemeler gerektiren konularda da diğer adımların atılacağını söyledi.

ADALETİN ZAMANINDA TECELLİSİ ÖNCELİKLİ VAZİFELERİMİZDİR

“Kararların vaktinde verilmesi, adaletin zamanında tecelli etmesi ve isabetli olması yargıya güveni de, karar verene güveni de, hukuk devletine güveni de arttırmaktadır. Bunda hiç şüphe yoktur. Geciken adaletin adalet olmadığını hepimiz biliyoruz. Hedef sürelerin ilan edilmesinden sonra da yargılamaların uzun sürdüğünü maalesef müşahede ediyoruz. Yargılamaları hızlandırmak ve zamanında adaletin tecellisine katkı vermek bizim öncelikle vazifelerimiz arasındadır.

HAKİM VE SAVCILAR ADALET KAPISINI SONUNA KADAR AÇIK TUTMALI

Hakimlerin görevlerinde bağımsız ve tarafsız olmasının Anayasa, kanun ve hukukun emri olduğunu aktaran Bakan Bozdağ, “Hz. Ömer’in döneminde Vali Ebu Musa El Eşari’ye yazdığı bir mektupta dediği gibi ‘Zayıflar adaletten ümitsizliğe düşmesin, kuvvetliler de senden taraftarlık ummasın’. Hakimlerin görevlerini yaptığı yerlerde, savcılarımızın da bulunduğu yerlerde, zayıflar eğer adaletten ümitsizliğe düşer de kuvvetliler de hakimler ve savcılardan taraftarlık ummaya başlarsa, işte o zaman adalete de, yargıya da, hakime savcıya da güven büyük zede almış olur. Buna hiçbirimizin izin ve fırsat vermemesi, bağımsızlığımıza ve tarafsızlığımıza gölge düşüren her türlü eylem ve davranışlardan uzak durulması, elbette insanımızın adalete yargıya ve hukuk devletine olan güveni ve verilen kararlardan memnuniyeti büyük oranda arttıracaktır. Bizim adalet, yargı ve verdiğimiz kararlar konusundaki hassasiyetimiz milletimizin, devletimize olan güvenini de arttıracaktır. ‘Hakimler var, savcılar var başım derde girerse, sıkıntıya düşersem onların kapısını çalarım’ diyebilme özgüvenine her bir vatandaşımız sahip olmalıdır. Hakime savcıya gitmekten insanlar çekinmeye başlarsa o zaman bir sıkıntı var demektir. İnsanların güvenerek korkmadan kapısına gideceği kişiler savcılarımız, hakimlerimiz olmalı dertlerini dava yoluyla şikayet yoluyla veya doğrudan onlara aktarabilme imkan ve fırsatını bulabilmelidirler. O yüzden güven kapısı, hak kapısı, hak arama kapısı, adalet kapısı hakim ve savcılarımız bu kapıyı sonuna kadar açık tutmalarında fayda vardır.” diye konuştu.

HAKİMLER VE SAVCILAR TAKDİR HAKLARINI ANAYASA, KANUN VE HUKUK DIŞINDA KULLANAMAZ

Hakimin takdir hakkını Anayasa, kanun ve hukuka uygun biçimde kullanması gerektiğinin vurgulayan Bakan Bozdağ, kamuoyunda geniş yankı uyandıran bazı şiddet vakalarında hakimce sanığa adli kontrol verilmesinin veya iyi hal indirimi uygulanmasının toplum vicdanını derinden rahatsız ettiğini söyledi. Bozdağ, “Kadına şiddet ve şiddetle mücadele konusunda, şiddet mağduru olan kadınlarla ilgili veya cinayete kurban giden kadınlarla ilgili yapılan yargılamalarda toplumu ayağa kaldıran, pek çok insanın vicdanlarını sızlatan nice örneklere hep birlikte maalesef şahit olduk. Geçmişte Tokat’ta 23 yerinden bıçaklanan bir kadını bıçaklayan fail ile ilgili adli kontrol kararı verilebildi. Aksaray’da kendinden geçmiş, döne döne küçücük bir yavrumuzu dövene, mahkeme iyi hal indirimi uygulama kararı verebildi. Ben bu kararları televizyonda dinleyince kahroldum. Kanuna baktım acaba bu kanun ne diyor diye. Mahkeme-hakim eleştirisi yapmak istemiyorum. Ama bir hakikati de burada bizim tespit etmemiz lazım. 23 bıçak yiyen bir kadını bıçaklayan faili bizim kanunumuz adli kontrol ile serbest bırakmaya izin vermez. Ama takdir hakkın var diye kanunu amacı dışında değerlendirdiğimiz de farklı sonuçlar elbette ortaya çıkabilir. Ama hakimlerin ve savcıların takdir hakları Anayasa, Kanun ve Hukukla bağlıdır. Bunun dışında, bu bağlılık dışında takdir hakkını hiç birimizin kullanmaya hakkı yoktur.” dedi.