Avrupa Birliğine Yaranmak İçin Ailemiz Satılık Değildir.
Avrupa Birliğine Yaranmak İçin Ailemiz Satılık Değildir.
Yeniden Refah Partisi Maltepe İlçe Başkanı Küçükağa HACIEFENDİOĞLU Bugün kahvaltıda basınla buluştu. Konuşmasında geçenlerde vefat eden Gazeteci ağabeyimiz Ahmet Tükek’e Rahmet dileyerek söze başlayan Hocaefendioğlu, Yeniden Refah Partisinin Kurulmasındaki amaçları paylaştı.
İŞTE! O AÇIKLAMALARI
Merhum Prof. Dr. Necmattin Erbakan hocamız 24 Ocak 1970 tarihinde Milli Nizam Partisi, 1973 tarihinde Milli Selamet Partisi, 1987 tarihinde Refah Partisi, 1999 tarihinde Fazilet partisi, 2003 tarihinde Saadet Partisini kurmuştur. Bu kurulan Partiler Milli Görüşün birinci kırk yılıdır.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Oğlu olan Sayın Genel başkanımız Dr. Muhammed Ali Fatih Erbakan 23 Kasım 2018 tarihinde Yeniden Refah Partisini Kurarak Milli Görüş Ve adil düzenin tesisi için ikinci kırk yıl hareketini başlatmıştır.
Genel başkanımızın üzerine basarak vurguladığı, siyasete zerafet getireceiğiz cümlesinden yola çıkarak biz; Maltepe İlçe Yönetimi Olarak Genel ve yerel siyasette Milli görüş çizgimiz, Ahlak ve maneviyatımızdan ödün vermeden milletimizin, ümmetimizin ve Maltepemizin yararına olacak her türlü hayırlı işlere imza atacağız.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN İPTALİ İÇİN YAPILACAK AÇIKLAMAYA TÜM MALTEPELİ DAVETLİ
Çünkü milletimiz için biz varız yeniden refah partisi var. İlk ortak faliyetimiz olarak 29 Eylül 2019 pazar günü Maltepe meydanında saat 17:00 de İstanbul sözleşmesi ile ilgili İstanbul ve Maltepe genelinin katılacağı İstanbul Sözleşmesinin iptali ile ilgili bir basın açıklamamız olacaktır. Değerli Basın mensuplarımız yapılacak olan basın açıklamamıza sizleride davet ediyoruz.
İstanbul sözleşmesi ve onun uygulanması için çıkarılan 6284 e karşıyız ve acilen iptal edilmesini istiyoruz. Çünkü:
“AB’YE GİRMEK İÇİN AİLEMİZ SATILIK DEĞİLDİR”
1-İnancımızdan dolayı karşıyız. “Toplumsal cinsiyet eşitliği” adı altında cinsiyet rollerine savaş açan, kadını erkekleştirme, erkeği kadınlaştırma politikalarını kabul etmiyoruz. Ailenin çatısı cinsiyet üzerine kurulmuştur. Cinsiyet yoksa aile yoktur. Aile yoksa din de yoktur vatan da yoktur.
2-Eşcinselliği meşru kabul ettiği için karşıyız. Dinimizce lanetlenen sapkınlıkların, kanunlarla meşrulaştırılmasına ve yaygınlaştırılmasına karşıyız.
3-Sözleşme ile açıkça dine, örfe ve namusa savaş açıldığı için karşıyız.
4-Adaletsiz olduğu için karşıyız. İstanbul sözleşmesi ve 6284 kadının kurban-erkeğin saldırgan olduğu ön kabulü ile hazırlanmıştır. Kadının beyanı esas kılınmıştır. Bu da erkek cinsiyetini baştan suçlu ilan ettiği için masumiyet karinesine ve insan haklarına aykırıdır.
5-Cinsiyetçi bir yasa olduğu için karşıyız. Cinsiyetçilik de ırkçılık gibi faşist-bölücü bir akımdır. Bazı sapık ve cani erkeklerin suçunu bütün erkeklerin üzerine yıkarak medyada sürekli “erkek şiddeti” diyerek erkek cinsiyetini suçlu ilan etmek bölücülük ve kışkırtıcılıktır.
6-Ayrımcılık yaptığı için karşıyız: Kadın hakları-erkek hakları gibi hak ayrımcılığı cinsiyetçiliktir. İnsanların hakları vardır ve bir ülkenin kanunları vatandaşlarını kadın-erkek demeden korumak zorundadır. Kanunlarda bir eksiklik varsa bir cinsiyet için ayrı kanun çıkarılmaz, kanunlar de değişiklik yapılır.
7-Kadın ve erkeği birbirine düşman ettiği için karşıyız. Kadın karşısında erkeği suçlu ilan edip erkeği ötekileştirmek, kadın ve erkek arasına düşmanlık tohumu serpmekten başka bir işe yaramaz. 6284 sonrası kanunlarla kışkırtılan binlerce kadın, eşi tarafından fiziksel şiddete maruz kalmadığı kocalarını evden attırmıştır. Bu da sözleşme ile ekilen düşmanlık tohumlarının ürün verdiğini gösteriyor. Polis zoru ile evinden atılan, uzaklaştırma alınan kocaların çoğu da karısın pişman olsa bile eve dönmeyip boşanmayı seçiyorlar.
8-Aileyi dağıttığı için karşıyız. Tabii ki evliliklerin azalması boşanmaların artmasının tek sebebi bu sözleşme değil, hiçbirimiz de bunu iddia etmiyoruz; fakat ailenin dağılmışında büyük ve hızlı bir etkisi olduğu da açıkça görülüyor.
9-Kadını üstün cinsiyet ilan ettiği için karşıyız. Şiddet tanımı içindeki özellikle “psikolojik şiddet” kadınların da uyguladığı bir şiddet çeşidi olduğu halde, sanki kadın bütün bu şiddet çeşitlerinde arınmış, hiçbir şekilde erkeğe psikolojik şiddet uygulamayan üstün bir cinsiyet, olarak kabul edildiği için. Bu da toplumda haksızlık yapan kadınların “kadınım ben kadın…” gibi söylemlerle k sadece kadın olduğu için kadınların haksızken bile haklı çıkması gerektiği yanılgısına düşmelerine sebep oluyor.
10-Ailenin yatak odasına kadar iç işlerine karışıp “Kocaları tecavüzcü” ilan ettiği için karşıyız.
11-Anlaşmazlıktan sonra karı-kocanın barıştırılmasına karış olduğu için karşıyız.
12-Aile anlaşmazlıklarının kamu davasına dönüşmesine karşıyız. Bu kişilerin özgür iradesine saygısızlıktır.
13-Kanunların, kadınların eline erkeklere karşı canları istedikleri şekilde sallayacakları bir sopa olarak verilmesine karşıyız. Karı-koca anlaşmazlıklarında eğitimle hallolacak pek çok evlilik problemlerinin çözümü için adım atılmayıp onarmak değil, dağıtmak için çalışmalar yapılmasına karşıyız.
14-6284 de cezalar toptancı olduğu için karşıyız. Erkeğin kadına sert bir söz söylemesi ile dayağı “şiddet” diye aynı kefeye koyması, kadına laf atma ile tecavüzü “cinsel istismar” diye aynı kefeye koyması ve hepsini aynı kanunla yargılaması ve birbirine yakın cezalar verilmesi adalete aykırıdır. Adaletsiz yasalar halkın devletine olan güvenini sarsar.
15-İnsanların şeref ve haysiyetleri güvence altında olmadığı için karşıyız. Cinsel istismar konusunda kadın beyanı esas olduğu için, iftiralar karşısında erkeklerin ve ailelerinin haysiyetleri güvence altında değil. Kanundan sonra birilerine düşmanlık besleyen bazı kadınlar cinsel istismar iftirası atarak öç almaya başladılar. Bu iftiralarla erkekler hem hürriyetlerinden oluyor hem de toplum nezdinde aşağılamaya maruz kalıyorlar. Cinsel istismar iftiraları ile binlerce erkek masum olduğuna dair açık delilleri olduğu halde, ağır cezalarla zindanlara atıldığı için karşıyız.
16-Genç evlilerin yuvasını dağıttığı için karşıyız. İstanbul sözleşmesinden sonra 18 yaş altında evlenen erkekler cinsel istismar suçu ile yargılanarak10-15-20 yıl gibi tecavüzcülerle aynı cezaları alıyorlar. Hürriyetlerinden oluyorlar, yuvaları dağılıyor, çocukları babasız büyüyor, eşleri maddi ve manevi pek çok sorunla baş başa kalıyor.
17-Kadına karşı şiddeti bitirme bahanesi ile kadına karşı şiddeti artırdığı için karşıyız. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sonrasında kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin arttığı çok açık bir şekilde eldeki verilerle belli.
18-İstanbul sözleşmesi kadına karşı şiddet konusunda Batı ülkelerine ülkemize müdahale hakkı verdiği için karşıyız. Bu ülke güvenliğimiz açısından büyük bir tehdittir.
İstanbul sözleşmesi ve 6284 ün insan psikolojisi üzerindeki etkilerini neden psikiyatrlar, psikologlar ve toplum sağlığı uzmanları anlatmıyorlar? İstanbul sözleşmesini ancak sözleşmeden kesesini dolduran bazı hukukçular, feministler ve feministlerin yardakçıları savunuyor hem de şiddeti artırdığını göre göre.
Kısacası biz İstanbul sözleşmesine ve 6284 de aklımızı kullanabildiğimiz için, insana saygı duyduğumuz için, cinsiyetçilik yapmadığımız için, adalet, vicdan ve merhamet sahibi olduğumuz için, dinimize ve aile kurumuna sahip çıkmak istediğimiz için karşıyız.
İstanbul sözleşmesi ve 6284 acilen iptal edilmelidir.
AB ye girmek için ailemiz satılık değildir.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.