Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Ersoy Hastanesi
Ömer ŞAHİN
Köşe Yazarı
Ömer ŞAHİN
 

Her Şeyi İsteyen Gençlik ve Talep Enflasyonu

Geçtiğimiz günlerde Beyazıt Meydanı’nda toplanan bir grup üniversite öğrencisi, “Siyasal Alevici Öğrenciler” imzasıyla kamuoyuna 10 maddelik bir talep listesi sundu. Liste öyle böyle değil. Bir yanda Kanal İstanbul, öbür yanda Hüda-Par’ın yasa teklifi, bir yanda İmamoğlu, öbür yanda polis teşkilatının iç işleyişi… Sanırsınız TBMM Genel Kurulu değil, YÖK ile Birleşmiş Milletler ortak zirve yapıyor. İlk talep: Ekrem İmamoğlu serbest bırakılsın. Kendisini gören yok gerçi tutuklu hâlinde, ama detaylar tabii ki gençliğin umurunda değil. İkinci madde: Kayyumlar kaldırılsın. Üçüncü: Polis şiddeti son bulsun. Güzel. Dördüncü madde: Hüda-Par’ın cinsel ilişki teklifi geri çekilsin. Beşinci: Kanal İstanbul durdurulsun. Altıncı maddeyi büyük ihtimalle unutmuşlar; oraya “serin havalarda salep dağıtılsın” da yazılabilirdi. Talep çok, ciddiyet az Listeyi okurken ister istemez insanın aklına geliyor: Bu talepler bir öğrenci topluluğunun siyasi vizyonu mu, yoksa sosyal medyada beğeni kasmak için hazırlanmış bir “story” metni mi? “Hepsini istiyoruz, şimdi istiyoruz!” sloganı kulağa hoş geliyor ama siyaset sahnesi devrimci istek listesiyle değil, uygulanabilir önerilerle şekilleniyor. Kimse demiyor ki dert etmeyin, her şey şahane. Ama bu hızla gidersek bir sonraki bildiride “kapalı otoparklarda doğalgaz kombisi bağlansın” gibi maddeler görürsek şaşırmam. Esas sorun: Ciddiyetin kaybı Gençlerin siyasete ilgi duyması güzel. Ama bu kadar geniş, dağınık ve her yöne çekiştirilen taleplerle siyaset değil, şikayet listesi yapılır. Liste “gündemimizde ne varsa yazalım” mantığıyla hazırlanmış gibi. Ve sonuç olarak kimse bu listeyi ciddiye almaz. Çünkü her şeyi isteyen, aslında hiçbir şeyi alamaz. Sonuç; Gençlik bu ülkenin geleceğidir, evet. Ama biraz da bugünü anlamaya çalışsalar fena olmaz. Eylem yapmak, megafonla bağırmak, tweet atmak kolay… Zor olan şey sadeleşmek, netleşmek ve gerçekçi olmaktır. Şayet bu liste bir kafede hazırlanmışsa, en büyük sorun kahvenin yanına gelen kol böreğinin taleplere dahil edilmemiş olmasıdır. O kadarını da bari isteyin, ayıp olmasın.
Ekleme Tarihi: 19 Nisan 2025 - Cumartesi

Her Şeyi İsteyen Gençlik ve Talep Enflasyonu

Geçtiğimiz günlerde Beyazıt Meydanı’nda toplanan bir grup üniversite öğrencisi, “Siyasal Alevici Öğrenciler” imzasıyla kamuoyuna 10 maddelik bir talep listesi sundu. Liste öyle böyle değil. Bir yanda Kanal İstanbul, öbür yanda Hüda-Par’ın yasa teklifi, bir yanda İmamoğlu, öbür yanda polis teşkilatının iç işleyişi… Sanırsınız TBMM Genel Kurulu değil, YÖK ile Birleşmiş Milletler ortak zirve yapıyor.

İlk talep: Ekrem İmamoğlu serbest bırakılsın.
Kendisini gören yok gerçi tutuklu hâlinde, ama detaylar tabii ki gençliğin umurunda değil. İkinci madde: Kayyumlar kaldırılsın. Üçüncü: Polis şiddeti son bulsun. Güzel. Dördüncü madde: Hüda-Par’ın cinsel ilişki teklifi geri çekilsin. Beşinci: Kanal İstanbul durdurulsun.

Altıncı maddeyi büyük ihtimalle unutmuşlar; oraya “serin havalarda salep dağıtılsın” da yazılabilirdi.

Talep çok, ciddiyet az

Listeyi okurken ister istemez insanın aklına geliyor: Bu talepler bir öğrenci topluluğunun siyasi vizyonu mu, yoksa sosyal medyada beğeni kasmak için hazırlanmış bir “story” metni mi? “Hepsini istiyoruz, şimdi istiyoruz!” sloganı kulağa hoş geliyor ama siyaset sahnesi devrimci istek listesiyle değil, uygulanabilir önerilerle şekilleniyor. Kimse demiyor ki dert etmeyin, her şey şahane. Ama bu hızla gidersek bir sonraki bildiride “kapalı otoparklarda doğalgaz kombisi bağlansın” gibi maddeler görürsek şaşırmam.

Esas sorun: Ciddiyetin kaybı

Gençlerin siyasete ilgi duyması güzel. Ama bu kadar geniş, dağınık ve her yöne çekiştirilen taleplerle siyaset değil, şikayet listesi yapılır. Liste “gündemimizde ne varsa yazalım” mantığıyla hazırlanmış gibi. Ve sonuç olarak kimse bu listeyi ciddiye almaz. Çünkü her şeyi isteyen, aslında hiçbir şeyi alamaz.

Sonuç;

Gençlik bu ülkenin geleceğidir, evet. Ama biraz da bugünü anlamaya çalışsalar fena olmaz. Eylem yapmak, megafonla bağırmak, tweet atmak kolay… Zor olan şey sadeleşmek, netleşmek ve gerçekçi olmaktır. Şayet bu liste bir kafede hazırlanmışsa, en büyük sorun kahvenin yanına gelen kol böreğinin taleplere dahil edilmemiş olmasıdır.

O kadarını da bari isteyin, ayıp olmasın.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve oncememleket.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.